Pazartesi Sendromu
Anlıyorum, hatta çok iyi anlıyorum arkadaşım seni.
Her şeyden önce bu yazıyı bir pazar akşamı yazmak istedim. Çünkü çok kez yaşadım bu sendromu. Yarın yine iş var, sıkıldım burdan, sabah ne giyeceğiz, hafta sonu raporları yazdık mı, sabah toplantıda yine geçen hafta neden olmayanların üzerine yoğunlaşacaklar, falan filan. Sen yaşamayacaksın da kim yaşasın sendromu degil mi?
Yerden göğe kadar haklısın.
Neden mi;
Bak anlatayım,
Pazartesi sendromu aslında pazar günü saat 14:00 gibi başladığı için tüm hafta sonunuza sirayet etmesi olasıdır. Şöyle ki tatil diye belirtilen hafta sonu senin hafta içi tamamlayamadığın işleri tamamlamak zorunda olduğun bir gün kalıbına girmeye başlamıştır. Ki bu işleri tamamlamak için çalıştığın yer sana laptop – ipad – mobile telefon gibi sınırsız imkan (ben bunlara kelepçe diyorum) sağlıyorsa o zaman tadından yenmez.
Şimdi dönelim Cuma aksamına, senin hafta sonunun keyfine vardığın ilk saatler en güzeli aslında. Çünkü işleri yapmaya daha kocaman iki günün var. Cumartesi sabahı da sıkıntılı bir durum yok, güzel güzel kahvaltını edip kendin ve aile bireyleri ile ilgilenirsin. Akşama plan varsa hazırlık gerektirir, yapmak lazım. Cumartesinin nasıl geçtiğini anlayamazsın.
Yattık kalktık ve pazar öğleye geldi. Bak hiçbir şey yapmadık. Şimdi bi pazarımız kaldı. Bu pazarda varsa çocuğu kursa mı götürsem, hanımla herhangi bir Avm de alışveriş mi yapsak, haftadan kalan işleri mi bitirsem, yemek mi yapsam, kendime vakit mi ayırsam bilemedim. (Sendrom yükleniyor) Bunların mutlak suretle tamamını yapamıyorsun. Kafanda binlerce iş ama sen bunların bazılarını yapamadığın için stres katsayın zaman geçtikçe artıyor.
Gelelim pazartesi sabahına yani yüklenmiş olan sendromun vuku bulacağı sabaha. Az öncede bahsettim eğer pazartesi sabahına saçma sapan toplantılar ile de başlıyorsanız bu sendrom günden güne daha üst seviyelerde dayanılmaz hale gelmeye başlıyor.
Durum bu,
Eee nasıl engelleyeceğiz. Birkaç yolu var aslında benim bildiğim.
En kolayı calışmayacaksın. Eğer yeteri kadar birikimin, ağa baban veya bilmediğin bir akrabandan miras kaldı ise benim gibi bir internet sitesi yapıp bu şekilde yazılar yazabilirsin. (Çok keyifli valla) Ama yoksa bununla baş etmenin bir yolunu bulmak lazım.
O zaman reçeteye başlayayım.
Sarı kantaron 20gr, Çınar yaprağı 30 gr. Bu aralar bu yazdıklarım çok moda TV de her şeye iyi geliyormuş diye söyleniyor o nedenle buna da iyi gelir diye yazdım.
Gerçeklere tekrar dönelim. Hafta sonu sizi pazartesine strese sokacak her şeyden hafta içi kurtulmanın bir yolunu bulmanız lazım.
- Eğer pazartesi ne giyeceğim diye düşünüyorsanız kıyafetinizi pazar günü sabahtan belirleyin.(Çok klasik oldu bu ama yapın gerçekten faydası var).
- Hafta sonu yapacağınız şirket işlerinizi cuma öğleden sonrası veya hafta içi bitirmenin bir yolunu bulun. (Yöneticileriniz ile konuşun, anlarlarsa şanslısınız)
- Bir kardeşim söylemişti; “Madem yarın iş olduğu gerçeğini değiştiremiyoruz, kendime yarın iş var diye kötü telkinde bulunmak yerine yaşasın yarın iş var diye telkinde olumlu telkinde bulunuyorum” Kendinize pazartesi için olumlu bir şeyler yapacak şekilde telkinde bulunun.
- Pazartesi sabahı kendinizi diğerlerinden farklılaştıracak hazırlıklar yapın. (Kek yapın arkadaşlarınıza götürün, nazar boncuğu hediye edin vs, sizin yaratıcılığınıza kalmış. Ben zamanın birinde ekibe kahvaltı hazırlayan arkadaşımın soslu ekmeklerini hiç unutmadım)
- Aslında en önemlisi bu eğer işinize keyif katamıyorsanız pazartesi gitmekten keyif aldığınız bir iş yapın.(Bu en zor olanı bizim ülkemizde ama mecbur olduğu için keyif almadığı işleri yapan o kadar çok tanıdığım insan var ki)
Bu saatlerde artık pazarı pazartesine bağlıyoruz. Keyifli pazartesiler yaşamanız dileği ile.
Yaşasın yarın iş var….
06/07/2016