Tatil Öncesi
Sormayın arkadaşlar yaklaşık 6 aydır bu yaz tatilini planlamaya çalışıyordum. Bu nedenle yazı yazmaya çok fazla vaktim olmamıştı. Neden 6 ay sürdü, çünkü o kadar fazla detay varmış ki, içine girdikçe detay arttıkça arttı bazen çok fazla sıkıldığımı hatırlıyorum. Bu yaz neler yaptığımızı mümkün oldukça buradan paylaşarak izlenimlerimi aktarmak istiyorum.
Yolumuz Ankara – İstanbul – Paris – New York – Washington – Philedelphia – Niagara – Boston – Orlando – Tampa – Havana – Cozumel – Cancun – Miami – Keywest – New York – Amsterdam – İstanbul. Ben yazarken yoruldum umarım kazasız belasız bitirebiliriz.
İlk olarak hayal etmek ile başlıyor her şey (ki benim hayal gücüm baya genişmiş) sonradan o hayalin içine kendini kaptırıp gidiyorsun ama o kadar fazla detay var ki bu tür planlarda ilk yazdığımda kontrol listemde 10-12 madde varken sonra sadece her madde için yapılması gereken bir sürü alt madde çıkıyor ve bu maddelerden her birinin hayati önemi var bu tür planlamalarda. Mesela Amerika’dan Küba’ya geçmek istiyoruz ve normal olarak Ankara’daki Küba Elçiliğinden vize almak istiyoruz. Alıyorsun ama giremiyorsun Küba’ya. Niye çünkü gemi vizesi ile uçak vizesi farklı vizeler. O vizeyi Amerika’daki acentandan alman gerekiyormuş. Bu detaylardan sadece bir tanesi çözmem gereken bunun gibi daha bir suru detay var. Uçaklar, araç kiralamaları, restoranlar, oteller, park girişleri falan filan bir sürü detay işte. Ama önemli olan uzak diyarlara hayallerinin peşinden gidebilmek değil mi?
Tatil Sonrası
Öncelikle şunu belirteyim bu tatil bizim ve bu tür organizasyonları yapacak olan arkadaşlarımız için bir çok bilinmezi aydınlatma bakımından çok güzel bir deneyim oldu. Umarım buradaki paylaşımlarımız sizin planınıza ufak da olsa bir katkı yapar. (Yazıları sıkılmadan okumanız için 3 bölümde yayınlayacağım.)
Hazır olun başlıyoruz.
Bölüm 1
İlk gün biz Ankara’dan kızlar Örenden yazlıkdan geldikleri için İstanbul’da buluştuk. Cuma akşamı İstanbul’daki buluşmadan sonra Cumartesi sabah erkenden seyahatimizin başlangıç noktası olan Atatürk Havalimani’ na dogru yola çıktık. Bu arada ben ilk defa Avrasya tünelini kullandım gerçekten süper olmuş. Anadolu yakasında oturup Atatürk Havalimanı’ndan uçuşu olanlara çok zaman kazandırıyor. Neyse Atatürk Havalimanında bagaj ve gümrük işlemlerinin ardından Paris’e yola koyulduk. Burada Atatürk Havalimanı Atlas Jet kontuarı görevlilerine teşekkür ederim. Bizim gibi çocuklu ailere bagaj işlemlerinde çok yardımcı oldular.
Yaklaşık 4 saatlik bir uçuştan sonra Paris’ e vardık. CDG Havalimanında sizi uçaktan iner inmez körüğün başında askerleri kıyafetli kişiler karşılıyor. Aile ve transit yolcu olunca pek ses etmeden bizi transit tarafa yolladılar. Bir güvenlik kontrolü ve terminal içi kısa bir otobüs yolculuğu sonrası New York uçuşumuzu yapacağımız terminale vardık. Bu arada bagaj etiketlerinizi ve New York uçuş kartlarınızı güvenlik kontrolünden geçerken soruyorlar. Fransa transit geçiş için vize istemiyor. Aynı durum dönüşteki Amsterdam aktarması içinde geçerli. Benim baktığım bazı internet siteleri transit vize istiyor yazıyordu en azından güncel olarak her iki havalimanı için diğer uçuş 24 saati geçmiyorsa böyle bir zorunluluk olmadığını söyleyebilirim.
New York uçuşundaki yaklaşık 2 saatlik gecikme nedeni ile 2E terminalinde yaklaşık 4 saat geçirdik ve Play Station standlarında oyun oynamaktan sıkılacak zaman bulamadık desem yeridir. Uçağa binerken körükte bizim aileden sadece beni ve çantamı tekrar aradılar. Zaten gümrükler konusunda daha önce de sorunlarım olmuştu ve bu şansım tüm seyahat boyunca tüm gümrüklerden geçerken benimle birlikteydi onları tek tek anlatacağım.
İri kuş, ben ilk defa A380 e bindim. Bana kalsa bu kadar büyük bir kütlenin uçmaması lazım ama uçuyor. Hatta New York’a iniş hariç sallanmadı bile diyebilirim.
Akşam saat 21:00 gibi JFK havalimanına indik ve körüğe yanaşmamız yaklaşık 40 dakika sürdü. Gümrük kontrollerinden sonra Selen’in valizler gelmezse ne yaparız endişelerinin tersine hemen valizlerimizi alıp terminalden çıktık. Gümrük görevlileri ile ilgili bir çok yerde çok ters insanlar, asla şaka yapmayın, sizi isterlerse hemen geri gönderirler diye yazılar okumuştum. Benim fikrim pek bu yönde değil. Görevliler sizin sadece nasıl bir plan yaptığınızı ve ne ülkelerinde ne yapacağınızı ögrenmek istiyorlar. Eğer hiçbir rezervasyon yapmadan kafadan direkt New York a uçarsanız ülkeye girememeniz normal. Bu arada ister bookingden ister hotels den nereden rezervasyon yaparsanız yapın görevlinin önündeki ekranda bunların detayı var. O yüzden sakın gereksiz atmasyon yapmayın.
Tatili ben 3 aşamada planlamıştım. İlk aşama New York, Washington, Philadelphia, Boston ve Niagara’nın olduğu 6 günlük bir turdu. Take Tours diye bir tur şirketi var internette çok uygun fiyatlara tur satan bir şirket. Uygundan kastım 6 gece konaklama,ulaşım ve rehberlik hizmetlerini kapsayan paketler satıyorlar ve bu hizmetler için yaklaşık 4 kişi 800 usd para alıyorlar. Otobüsde extra turlar satıyorlar biz gerekli gereksiz bilmediklerimiz dahil bazı turlara boşuna katıldık. Bunlardan da ilerde bahsedeceğim.
Bu turun en büyük avantajı sizi havalananından alıp tekrar havalanına bırakması. Ben JFK den alınıp Boston-Logan’da turdan ayrıldım ne alınışta ne de bırakılırken en ufak bir saat veya iletişim sorunu yaşamadım.Normalde saat 19:00 gibi havalimanından çıkmamız gerekirken biz saat 23:00 çıkmamıza rağmen transferimizi sağlayacak olan araç ve eleman kapıda bizi bekliyordu. O kadar yoldan ve yorgunluktan sonra yaklaşık 90 dakikalık otelimizin yolunu tuttuk. Genelde böyle turlarda kent merkezlerinden ziyade daha kenarda köşede kalmış otellerin tercih ederler .Daha önceki Avrupa turlarımızda da tecrübe ettiğimiz için Selen ile ben “biz gezmemize bakarız gerisi teferruat” diye düşünürüz. Günler içinde kızlar kaldığımız tüm otelleri birbirleri ile karşılaştırmak gibi bir huy edindiler. Irmak’ın son tespiti “otellerde tv büyüdükçe yatak küçülüyor” olmuştu. Bence tüm tatil boyunca kaldığımız 8 hatta gemi ile 9 farklı oda da ilk gece kaldığımız New Jersey’deki otel haricinde ailece güvenle kalınabilecek otellerdi. İlk gece kaldığımız diğerlerine göre kötü dediğimiz Madison Suites New Jersey oteline gece 0:30 gibi girip saat 6:15 de çıktık.
Rehberli turumuzun ilk günü yaklaşık 20 uzak doğulu, 6 hintli, 2 İspanyol ve bizimle başladı.
İlk günümüz New York’ da Çin Mahallesinde süper bir pastanede taze kruvasan ve kahve ile başladı. Sabahın köründe bu kadar çeşit pasta ve böreği nasıl yaptıklarını biz anlamadık. Bir sürü pasta börek aldık sonra yeriz dedik ama yiyemeden attık. Çünkü ilerleyen yerlerde verilen molalar ve yemeklerin hepsi çok güzel planlanmıştı. New York’ da ilk günde sabahtan Manhattan’ da şehir turunun ardından One Tower’a çıkış, Özgürlük Heykeli’ne tekne turu ve İnterpid’di galiba bir uçak gemisi ve müzesi turu vardı. Biz hepsine katıldık ama özellikle uçak gemisi turu kız çocukları olan aileler için uygun değil ve çalışanlar çok kabalar. Bence verilen paraya kesinlikle değmez. Onun yerine ne yapalım derseniz otobüsün durduğu yerin hemen 500 metre arkasında Gotham Burger diye bir mekan var gidin ve burger yiyin. Çok lezzetli burgerleri var. One Tower ve Liberty Cruise New York,un klasikleri olduğu için bence yapılması gereken turlardı. Zaten ya One Tower’a ya Empire State’e yada Rockefeller’a çıkmak sünnet. Akşam üzeri saat 17:00 gibi bu bir benzeride İstanbul’da olan Madame Tussauds balmumu heykel müzesi gezisi vardı biz burayı daha önce gördüğümüz için Manhattan’ın kalbinde serbest zaman geçirmeyi tercih ettik. Daha önce görmediyseniz gidebilirsiniz ama genelde hepsi birbirine çok benzer yerler.
Özgürlük heykeli o kadar da büyük değil aslında.😜
Bütün gün koştur koştur New York gezmelerinden sonra gecelemek üzere saat 21:30 gibi otelimize vardık. Bu sefer dün akşama göre daha iyi bir otel olan E Hotel New Jersey’de kalıyoruz. Sormaya gerek yok otel yine kent dışında. Ertesi gün Washington – Philedelphia yapacağımız için yol üzeri daha uygun oteller tercih ediyorlar sanırım. Bizim dönüşte 2-3 günümüz daha New York’da geçeceği için
Türkiye çıkışlı yurt dışı turlar ile, bizim katıldığımız take tours arasındaki en bariz 2 fark bizim turlarda extra turlardan birine katılmazsanız otobanda veya şehir girişinde bir benzinlikte diğer katılımcıları beklersiniz, take tours da ise extra turun düzenlendiği yere gider ama tur içindeki paralı gösterilere katılamazsınız ve turun akşam bitiş saatleri çok daha geç. Bizim sistemde extra turlara katılmak biraz daha zorunluluk gibi gelir.
İkinci günde sabahın bir köründe saat 6 gibi kalkıyoruz. Saat farkından dolayı kaldığımız süre boyunca hem kızların hem de benim sabah erken kalkma konusunda bir sorunumuz olmadı . Neyse sabah erkenden kahvaltıyı Philedelphia’da yapmak için yola koyuluyoruz. Philedelphia ABD tarihinde bağımsızlık bildirgesinin yazıldığı yer olması nedeni ile önemli bir yer tutuyor. 100 doların arkasında da buranın fotosu bulunuyor. Bizde kendi adımıza çalışmalar yaptık. In God we trust yazıp siyah beyaz bastık mı tamam.
Philedelphia’da Liberty Bell’i de görüp kahvaltı ettikten sonra gezimiz Washington istikametine devam etti. Washington’da gezilecek ve görülecek çok yer olduğu için buraya daha fazla vakit ayırmak gerekiyormuş. Sadece yaklaşık 2 saat National Museum of Natural History’e vakit ayırdık. Hem ücretsiz hem güzel. Tek tek detaylarından bahsetmeyeceğim ama parlemento, beyaz saray gidilmesi gereken geziler. Özellikle parlamento gezisi sırasında yaklaşık 30 dakikalık bir video gösterisinde bu kadar farklı kültürlerden nasıl tek bir yapı yaptıklarını detayları ile anlatıyorlar. Biraz siyasi propaganda gibi ama çıkan sonuca saygı duymak lazım çünkü tüm gezi boyunca herkesin sizin haklarınıza ne kadar saygılı davrandığını ve iyi yönetildiğini görüyorsunuz. Tüm gün süren gezilerden sonra Virginia’da Best Western Otel’de kalıyoruz. Otel kenarında hem Cvs Pharmacy hemde Ihop olduğu için alışveriş ve yemek konusunda çok rahat ediyoruz. Seyahatlerinizde Ihop görürseniz kahvaltı, öğlen, akşam yemeği demeden istediğiniz zaman girip güzel bir şeyler yiyebilirsiniz. Ertesi gün rotamız Hershey üzerinden yukarı Niagara’ya baya uzun bir yol.
Bunlar hep kamera hilesi işte 👀
Sabah yine yollardayız ilk durak yaklaşık 3 saatlik yol sonrası Hershey çikolata fabrikası. Aslında burası önceden çikolata fabrikası ama sonradan devasa bir tema park haline gelmiş yıllar içinde. Extra tur olarak düzenleniyor ama katılmasanızda burayı görüp alışveriş yapabilirsiniz. Burada extra satın aldığınız tur ile ürünlerin nasıl yapıldığını gösterir bir gezi alıyorsunuz bence gereksiz. 1 alana 1 bedava promosyon var diye bir sürü jelibon tarzı şekerler aldık tatları rezaletti yiyemedik.
1 saatlik bir mola sonrası yola devam. Yine 3 saatlik bir yol sonrasında Corning cam müzesinde tekrar mola veriyoruz. Burada da cam eşyaların yapımını gösterdikleri bir atölye var. Onuda isterseniz 19 dolar karşılığı izleyebiliyorsunuz. (Çocuklar ücretsiz) Büyük Paşabahçe mağazası ziyaret gibi bir şey. İster gösteriye katılın isterseniz dışardaki yemek alanında ve içerdeki mağazada vaktinizi geçirebilirsiniz siz bilirsiniz.
Bugünlük son noktamıza doğru tekrar yola düştük. Akşam üzeri Niagara’nın tepesinden şelaleyi izlemek üzere yerimizi aldık. Her iki şelalenin de ABD tarafından en güzel gözlemlendiği noktalar. Alışveriş yapabileceğiniz güzel yerlerde mevcut. Ertesi gün tam olarak içine kadar gireceğimiz Niagara turumuz olduğu için akşam yemeğini şelale yakınlarında yiyip otelimize doğru dönüyoruz. Genelde ben her türlü yemeği yediğim için biraz fantezi yapıp uzak doğulu arkadaşlarla beraber dana etli nodle yemek istedim ama restoranda çalışan gençler dil konusunda biraz yoksun oldukları için akşam yemeğinde işkembeli baharatlı sulu nodle gibi bir şey yedim ama hala hayattayım. Gece Radisson Otel Niagara’da kaldık. Turda günler geçtikçe otellerin kalitesi arttı. Burası da güzel bir oteldi. Otel şelalere 20 dakikalık mesafede yazlık gibi bir yerde. Nedeni kışın şelalenin etrafın çok soğuk olduğu için insanlar konaklamak için daha içerileri tercih ediyorlarmış. Sabah kalktığımızda etraftaki evlerden kaldığımız yerin güzel bir semt olduğunu tekrar anladık. Bu arada Niagara’ nın nüfusu yaklaşık 60.000.
Ertesi sabah aksiyon düşkünü tur arkadaşlarımız ile jetbota binmeye gittik. Yok biz binmedik. Bizim kız tarafı aksiyonlu faaliyetlere karşı. (Universal’da bile çocuk roller-coasterına bindik) Bota binilen yer Niagara şelalesinin Ontario Gölü’ne bağlandığı yerde. Ömür geçirilecek kadar sakin ve huzurlu bir yerdi. Az da sıcak olsa tadından yenmez. Neyse biz o sırada güzel kahvaltımızı yaptık ve aksiyonsuz botumuza binmeye hazırız. Önce Niagara Şelalesinin tarihini anlatan birkaç boyutlu bir film ve sonrasında mavi yağmurluklarımızı giyip şelalenin yakınına giden Maid of the Mist teknesine bindik. Aşağıdaki fotoğraftan da anlayabileceğiniz üzere ıslandık biraz ama çok keyifli zamanlardı. Tekne şelale tarafına döndüğü anda rüzgarında etkisi ile bütün üstünüz ıslanıyor. Allah’tan girişte yağmurluk veriyorlar da az ıslanıyorsunuz. Burada hemen bir parantez açayım sinema salonunun olduğu yerde dondurma satan ufak bir dükkan var, çocuklar dondurma isterlerse sakın almamazlık etmeyin ben istemiyorum dedim sonra çok pişman oldum çünkü muhteşemdi.
Niagara’dan sonra turumuzun son durağı olan Boston’a doğru tekrar yola koyulduk. Yaklaşık 6 saatlik bir yolculuktan sonra Marlborough Holiday İnn otelimize vardık. Burasıda 4 yıldız statüsünde şehir yakınında bir oteldi. Zaten turda otelleri çok sınırlı sürelerde kullandığınız için çok farklılık göremiyorsunuz. Yatak rahatsa yat uyu sabah yine erken kalkacağız.
Turun son günü Boston’da yoğun bir programımız var. Sabah erkenden Harvard ve MIT üniversitelerini görmek üzere yola çıktık. İnşallah hepimizin çocukları buralarda eğitim görme şansına sahip olur.(Burslu olursa daha iyi olur tabi.) Biz kendi adımıza John Harvard’ın heykeli ile fotoğraf çektirdik. Bu arada çocukların göbek bağlarını 300 dolar karşılığı Harvard’ın bahçesine gömmek için çalışan şirketler varmış. Biz kendi işimizi kendimiz hallettik.
Harvard’ın ana kampüsü ağaçlar altında 3-4 katlı binaların olduğu yemyeşil bir yerleşke. Boston’ın Cambridge bölgesinde yerleşik olan bu iki üniversite şehre pozitif enerji yayıyor. Bu arada Boston Massachusetts eyaletinin bir şehri ve tanışıp konuştuğum bir çok kişi buraların ABD’deki en yaşanır yerler olduğunu söylediler. Benimde tüm doğu yakasında gördüğüm yerler arasında Boston ve Washington en yaşanır şehirlerdi. Öğlen saatlerine doğru liman gezisi yapmak üzere tur gemisine bindik. Bizim amacımız balina görmekti daha doğrusu liman gezisinde balina varmış şeklinde pazarlanan bir extra turdu bu biz de katıldık ama ne balina ne de herhangi bir balık göremedik. Bana göre çok gerekli bir tur değil bizim boğaz turlarımız bunlardan kat kat iyi. Katılıp paranızı heba etmeyin. Onun yerine Quincy Market’de çok güzel bir öğlen yemeği yiyebilirsiniz. Bizim buraya çok fazla vaktimiz kalmadığı için çok keyfini çıkaramadık aslında. Quincy Market içinde bir sürü restoranı barındıran güzel bir mekan.
Bizim Orlando uçuşumuz saat 15:00 de olduğu için bizim gibi 15 kişi ile beraber Logan Havaalanında turdan ayrıldık. Tüm tur boyunca daha öncede söylediğim gibi transferler ve oteller konusunda hiç bir problem yaşamadık. Ben internette hiç bir yerde Take Tours ile ilgili Türkçe yorum bulamamıştım. Umarım hem Take tours hem de extra turlar ile ilgili yorumlarımız okuyanlara yol gösterebilir.
Bölüm 2 (Pek Yakında)