Nerede kalmıştık, evet.
Saat 15:17 Spirit Havayolları uçuşu ile Boston’dan Orlando’ya seyahat ettik. Logan Havalimanı için söyleyeceğim iki husus var. Birincisi ABD deki birçok havalimanının aksine ücretsiz internetini süre ve hız sınırı olmadan kullanabiliyorsunuz. Hatta ben internetten Fenerbahçe maçını rahat rahat izledim. Diğer havalimanlarında 30 dakika 5mbs internet ücretsiz daha sonra 20 dolar gibi bir fiyat vardı. İkincisi ise havalimanı çok temiz ve yoğundu.
Benim yaptığım araştırmalarda Boston-Orlando uçuşumuz için en uygun fiyatı Spirit’den bulmuştum. Uygun fiyattan kastım 4 kişi için extra valizler dahil 300 dolar civarıydı. Extra valiz olayını kısaca özetleyeyim. İç hat uçuşlarında belli limitlerdeki sırt çantaları hariç tüm valizler, çantalar extra paraya tabi. Bu ücretlerde ciddi rakamlarda. Örnek olarak 1 valiz eklemek isterseniz online olarak 40 dolar civarında, havalimanında 65 dolar civarında bir bedel ödemeniz gerekiyor. Fiyatları ucuz tutmak için herşey para. Online check in yapmadan giderseniz 10 dolarınızı alırız diyorlar. Çalışan hostesler bile 60’lı yaşlarda. Ama bu durum yolculara da yansımış, şöyleki neredeyse uçağın tamamı havalandıktan sonra piknik moduna geçti. Çantasında yiyecegini ve icecegini cikaran yemege koyuldu. Boston’da limanda tekne turu yaparken uçakların havaalanından çok dik kalkması dikkatimi çekmişti. Bizde benzer şekilde havalandık. Yaklaşık 3 saatlik uçuşumuzda, inişimizde diğer uçuşlarımızdan farklı olarak biraz gergin geçti. En nihayetinde Orlando Havalimanımı desem yoksa Orlando alışveriş merkezimi desem bilemediğim bir yere indik. Bu saatten sonra herşey çocuklu ailerinin tatil ve alışverişlerini yapmaları için düzenlenmiş bir şehre geldiğinizi anlıyorsunuz. Havalimanı içinde yüzlerce mağazanın olduğu kocaman bir alışveriş merkezi aslında.
Daha önceden Budget’dan araç kiralamıştım onu almak için kiralama şirketinin bankosuna gittim ve yaklaşık 40 dakika sıra bekledikten sonra aracımızı kiralayabildik. Yıllar önce Hertz’de çalıştığım zamanlarda Orlando Havalimanının günlük araç kiralama sayısına bakardık sistemimizden ve binli rakamları hayretle karşılardık. Gidince bankodaki bayanlada konuşmamızda günlük sadece Budget’dan yaklaşık 1500 araç kiralandığını öğrendim. Bu sohbet sonrasında da bizim aracımızı üst segment bir araç ile değiştirdi sağolsun😜. Bir forumda okumuştum ve otel, araba kiralama, gemi, restoran, uçak gibi birçok yerde bizzat da tecrübe etme şansım oldu , ABD’de yapacağınız tüm işlemlerde güler yüzünüz, samimiyetiniz ve kibarlığınız size çok avantaj kazandırıyor. Araç için benzin ve ekstra sigorta satıyorlar. Benzini tamamen bitirecekseniz almak faydalı çünkü fiyatlar bazen dışardan ucuz olabiliryor. Mesala Tampa’da Harvey kasırgası sonrası artan benzin fiyatları 2,65 Dolar civarında iken, Budget’da 2,35 dolardı. Bitirmeden verirseniz para iadesi yok bu arada. Extra sigorta Orlando’da yaptırdım ama Tampa’dan aldığım araca yaptırmadım sizin tercihiniz yaklaşık 10 dolar civarında bir bedeli var.
Ben yıllarca araç kiralama şirketinde çalıştım ama burada sistem tamamen farklı. Aracın otoparkdaki yerini size söylüyorlar ve araçların anahtarları üstünde. Gidip alıyorsunuz ve otopark çıkışındaki görevli evrakları kontrol ettikten sonra sizi salıveriyor. ABD deki ilk araba kullanma deneyimim yoğun stress altında başlıyor. Yollar enteresan 3 şerit otobandan gidiyorsunuz yol bir anda 4 e ayrılıyor. Eğer bizdeki gibi navigasyondan takip edeyim derseniz ki ilk zamanlar ben öyle yaptım bir sonraki cıkıştan dönmek zorunda kalabilirsiniz. Yapacağınız şey gideceğiniz veya döneceğiniz yolun adını levhalardan takip etmek ve o yolu takip etmek. Yoksa ikinci sağdan çık, soldan devam et, biraz kenara kay falan karşına 4 tane farklı yol gelince işe yaramıyor.
Otobanda hangi gişeden çıkacan peki. Bende bilmiyordum valla. Araçta ekipman var diye söylediler ama orada da birden fazla seçenek var. Havaalanından otele giderken ben birinden geçtim ve arkamdan bir flaş parlamasını gördüm ama cezasını henüz kredi kartı hesabımda görmedim. Diğer günlerde hep nakit gişelerden geçmeye çalıştım.
Orlando’da çocuklu ailelerin en büyük kabusunu park giriş ücretleri oluşturuyor kanımca. Çünkü 4 kişilik bir ailenin bir parka giriş ücreti yaklaşık 1200 dolar civarında. Birden fazla park ve bu fiyatlara yiyecek içecek dahil olmadığı gerçeğini de katarsak masrafların nerelere gittiğini hayal edebilirsiniz. Ben uzun süren internet aramalarından sonra Tickets2You.com adlı internet sitesinden universalın indirimli fiyatlarından yaklaşık 200 dolar daha ucuza biletleri aldım. Biletleri universal yakınlarında tourist informationdan elden almanız gerekiyor. İyi ki oradan aldık çünkü burası kocaman marketin (whole foods du galiba) olduğu bir yer ve market ihtiyacınızı da ucuz yoldan oradan karşılayabiliyorsunuz. Market ihtiyacı nedir diye sorarsanız şöyle özetleyebilirim, pet su parklarda 2 dolar civarında markette kolisi 2 dolar, aksam yemeği için odada mikrodalgada birşeyler yapacaksanız hazır yiyecek herşey var ve fiyatları çok uygun. Ben mikrodalga diyince aklıma ilk gelen şeyi, tereyağlı mısırı stokladım. Gayet güzel burgerler falan yedik odada.
Biletler ve market alışverişinden sonra otelimizin yolunu tuttuk. Ben bookingden rezervasyon yaparken ortalama puanı 8 den fazla olan otelleri genelde tercih ediyorum. Quality Inn Suites’de universala yakın, temiz ve kahvaltısı güzel bir oteldi. Gece odamıza yerleştikden sonra, uzun bir günün yorgunluğu ile yattık.
Orlando’daki ilk günümüz sabah erkenden kahvaltı ile başladı. İlerleyen zamanlarda da diğer otellerle benzer olarak waffle, çay, krem peynir, meyve, tereyag, bal ve yogurttan oluşan kahvaltımızı ettik. İnternetten otele rezervasyon yaparken otelden universale ücretsiz servis saatlerini gösteren bir fotoğraf görmüştüm. Valla da varmış sabah 9 gidiş akşam 4 ve 7 de dönüş. Ben araba ile gider istediğim zamanda dönerim derseniz siz bilirsiniz. Universal otoparkı ben hiç kullanmadım ama günlük 30 dolar civarında. Siz beni dinleyin servise binin. 30 dolara çocuklara değnek alırsınız Diaogon Alley’den.
Saat 9:15 gibi servise binip 5 dakikalık bir yolculukla Universal Studios Orlando’ya varıyoruz. Servisin her yanında söförlerin maaşının büyük bir kısmını vereceğiniz bahşişler oluşturuyor yazan afişler var, dolayısı ile her inen 1-2 dolar sıkıştırıyor. Universale indikten sonra akşam aldığımız davetiyeleri bilete çevirmek üzere gişelerde sıraya giriyoruz. (Bu tatilde saymadım ama herhalde 24 saatimiz falan sıralarda geçti.)
Bu dünyanın önünde fotoğraf çekmek de bir klasikmiş.
Parmak izlerimiz ile eşleştirdikleri giriş kartlarımızı aldıktan sonra ilk gün Universal Studios a giriyoruz. Hayal gibi bir yer burası. Transformers, Simpsons, Minions, MIB, Mummy binilmesi gereken oyuncaklar. Sabah 9 gibi girerseniz daha az bekleyerek katılım sağlayabilirsiniz. Harry Potter’a özel bir parantez açmak lazım. Adamlar köy meydanı kurmuşlar hemde bir degil 2 tane. Bunlari da filminde izledigimiz Hogwards Express treni ile birbirine bağlamışlar. Bu trene binmek için parklar arası geçiş yapabilen bilet almanız gerekiyor. Her yer elinde değnek ile gezen ve sihir yapan mutlu çocuklar ile dolu. Bir değneğe 50 dolar vermem demeyin oraya gidince görürsünüz. Orada da filmden bir sahnenin Gringotdan Kaçış’ın canlandırıldığı bir oyun daha var. Mutlaka girin, buranın en iyilerinden biri.
Kızlar ve Hogwarts Express.
Gün içinde yaklaşık 12 km yürüyeceginiz için bol bol su,meyve bulundurun, rahat kıyafetler ve ayakkabılar tercih edin. Yanınızda fazla fazla yemek ve içecek getirmekten çekinmeyin. X-ray de çantasından 24 lü koli cola çıkanları gördük. Ayrıca herkesin yanında koca koca termoslar vardı içecekleri soguk tutmak için. Yemek için Finnegans Grill tavsiye edecegim bir yer. 4 kisi icin 3 kisilik yemek söyleyin yiyemezsiniz.
Kocaman termoslardan.
Tüm gün aksiyon dolu faaliyetlerden sonra akşam servisi ile otele geri döndük. Akşam yemeğimizi yine otelde marketten aldığımız hazır yiyecekler ile hallettik. İlk günün özeti bol kahkaha, eğlence, su toplamış ayaklar.
Ertesi sabah yine aynı şekilde devam edip bu sefer Island of Adventure’ a girdik. Örümcek Adam, Hulk(yerse), Temel Reis, Jurrasic Park, King Kong ve Harry Potter buranın aklımda kalan en güzel bölümleri.
Temel Reise bir parantez açmam lazım. Yukarıdaki fotoğraf başlangıçta Selen’in eğlendiğine bakmayın yaklaşık 5 dakika sonra tamamen ıslanmış olarak bottan ineceğiz. Ben daha öncede bizdeki adıyla çılgın nehir türü botlara bindim ama hiçbirinde ilk dakika kafamızdan aşşağı 1 kova su dökmediler. Neyse bize torpil yapmamışlar inen herkesin yaşadığı bir son bu. Dışarda bedeli mukabilinde ailece içine girebildiğiniz kurutma makineleri kullanıma sunulmuş durumda.
Harry Potter’ın buradaki gösterisi de bu tür çok boyutlu oyuncakların ulaştığı gerçeklik hissinin seviyesi açısından benim gördüğüm en üst. Bizim Harry ile süpürge üzerinde maç yaptığımızı söylesem yalan olmaz.
Bunlar dışında her iki parkda da çok adrenalinli roller coasterlar var bana eşlik edecek başka bir aile bireyimiz olmadığı için ben hiç birine binemedim. Kendime adrenalin seven arkadaşlar edinip onlarla gidicem bundan sonra bu tür parklara. Bunlar dışında parklarda günlük yaklaşık 70 dolar extra vererek express pass alabiliyorsunuz. Bu sıralarda daha az bekleyerek bölümlere girme imkanı veren bir imtiyaz kartı. Ama bu kartı kullansanızda yine de sıralarda bekliyorsunuz. Parklarda geçireceğiniz gün sayısı sınırlı ise değerlendirebilirsiniz.
Sabah 9 gibi girdiğimiz park gezimizi bugünlük outlete gitmek üzere saat 16:00 gibi sonlandırıyoruz ve otele dönüyoruz. Otelden arabaya atlayıp Orlando’nun diğer yüzü olan outletlere gidiyoruz.
Tüm seyahatlerimiz boyunca alışveriş için outletleri, outletlerin outletlerini ve onlarında daha ucuzu olan marketleri gezdik. Orlando da gittiğimiz Premium Outlet Türkiye fiyatlarına göre bir çok marka üründe en az yarı yarıya ucuz ama çok daha ucuz yerleri de ilerleyen günlerde görüyorsun. Bir müddet sonra ürünleri başka yerde yüksek fiyata görünce markadan soğuyorsun. Okuduğum forumlarda outletlerden alışveriş yapmadan danışmadan kupon almamızı söylüyordu. Bende bu sitelere üye olup kupon kitapçığımı aldım. Eğer giderseniz sakın atlamayın. Elinize bir kitapçık veriyorlar ve bu kitapcık Columbia dan Skechers a her yerde indirimin üzerine indirim sağlıyor size. Öyle az buz rakamlarda değil. İlk defa gitmenin acemiliği ile bizde Orlando dan alışveriş yaptık tabi. Nedendir bilmem ben Orlando’dan 1-2 tshirt dışında bir şey almamıştım. İyi ki de almamışım. İlerleyen günlerde Orlando’daki outlerin yaklaşık yarı fiyatına alışveriş yaptım.
Daha önce söylediğim gibi ben park giriş biletlerini yaklaşık 200 dolar indirimli aldım. Daha doğrusu ben oraya gidene kadar öyle sanıyordum. Hani bizim alışveriş merkezlerimizde de olan orta meydanlarda standlar olur. Termal tatil, devre mülk falan pazarlarlar. Orlando Premium Outlet’de de böyle bir standın oradan geçerken genç bir arkadaş Disney bileti ister misin diye bana laf attı. Bende bileti uyguna aldım ya dur gençle biraz eğleneyim diye standın başına gittim. Yıllardan beri satış eğitimi almışlığın verdiği rahatlıkla konuşmaya başladık.
Genç 7 gece 8 gün konaklama yaklaşık 1000 dolar, aynı şekilde parklara giriş yaklaşık 4 kişi için 1500 dolar tutar toplamda 2500 dolar civarında bir bedeli olur dimi dedi. Benim yaptığım hesaba görede yaklaşık ederi bu kadardır. Bu yüzden onaylamak için evet dedim(Yes yani). Bizim ayarlayacağımız otelin odaları daha büyük, teklifimizi 1 yıl içinde istediğiniz zaman kullanabilirsiniz gibi ek faydalar da sundu. İçimden aha 3000 lük bir teklif geliyor diyordum ki , size fiyatımız 899 dolar dedi. Dur bitmedi size ayrıca 100 dolarlık kredi kartı veriyorum outlette harcamaya, otelin 4 gününü Orlando’da 3 gününü Las Vegas’daki otellerimizde kullanabilirsiniz, toplam 799 dolar dedi. Ben o ara bayılmışım. Şaka şaka ben gençten telefon, adres, ikametgah, fax tüm iletişim bilgilerini aldıktan sonra oradan seyahat acentasının da outleti olur mu diye düşünerek ayrıldım.
Şimdi www.bluegreengetaways.com internet sitesini bir kenara yazın. İsterseniz araştırın ama bunun daha altında fiyat bulamazsınız. Bu da benim size en az 1000 dolarlık kıyağım olsun. Kuzeyde take tours, güneyde de bluegreen.
Saat 23 gibi outlet kapandığı için bizde normal olarak çıkıp otelimize dönüyoruz. Yaklaşık 10 gündür yaban ellerde olduğumuz için giyecek kıyafet konusunda yavaş yavaş problem yaşamaya başladık ki Selen hemen olayı çözdü. Otelde 8 çeyreklik ile çalışan çamaşır ve kurutma makinesi mevcutmuş. 1 makine yıkayıp kuruttuktan sonra misler gibi olduk. Marketlerde tek kullanımlık deterjanlar bile mevcuttu. Her şeyi düşünmüşler valla.
Orlando’daki 3. Park günümüzü geçen günlerde her 2 parkda da beğendiğimiz yerlere gitmeye planlamıştık ama daha gezecek çok yer olduğu için tekrar yapmaya fırsat bulamıyoruz. Hard Rock, Çikolata Fabrikası, Shrek derken günün yarısı geçiyor yine.
Bugün de erken servis ile otele gidip ve oradan araba ile outletin kalanına gittik . Dünden farklı olarak yağmur yağmadığı için rahat rahat gezip alışveriş yaptık. Bu sefer yemeğimizide outletin restorant kısmında yedikten sonra gece otelimize döndük. Ertesi sabah başka bir maceraya doğru yol alacağımız için gece valizlerimizi istifledik ve sabaha tek çanta bırakarak yattık.
Ertesi sabah kahvaltımızı ettikten sonra Orlando’dan Tampa’ya yaklaşık 2 saat sürecek yolculuğumuza başladık. Tüm plan ucu ucuna oturtulduğu için en ufak aksama tüm planı etkileyebilirdi Bu nedenle yaklaşık her seyahati 2-3 saat marj bırakarak organize etmeye çalıştım. Tampa’dan gemiye 16 bineceğimiz içinde sabah 10 gibi Orlando’da otelden ayrıldık.
3.Bölüm (Gemi sallanıyo, Meksika, Havana)
Çok güzel çalışma olmus
Çok teşekkür ederim.